Bankacılık
Bu üç unsura karşı kendiniz koruyun
Ekim ayı, ABD’de “Ulusal Siber Güvenlik Farkındalığı Ayı” olarak kabul ediliyor. Geçtiğimiz Ekim aynın her haftasında farklı bir siber güvenlik başlığı işlendi ve konuyla ilgili olarak tüm internet kullanıcılarına kendilerini korumalarında yardımcı olarak kaynaklar bildirildi. Bu yıl en çok öne çıkan tehditlerden korunmak için dikkat edilmesi gereken üç unsurun altını çiziyoruz.
Hem çocuklar, hem de yetişkinlerin internet üzerinde bulundukları etkileşimlerde dikkatli olmaları gerekirken aynı zamanda kimle karşı karşıya olduklarını da bilmeleri son derece önemli.
BOTLAR
Botlar aslında kullanışlı araçlardır ve web trafiğinin yaklaşık olarak yüzde 60’nı oluştururlar. Fakat bazen siber suç aktivitelerinde kullanılabiliyorlar. Bir tür kötü niyetli yazılım olan böyle bir bot ile saldırganlar, enfeksiyonlu bir bilgisayarı uzaktan kontrol altına alabiliyorlar.
Botlar bilgi madenciliği veya istenmeyen epostalar göndermek için kullanılabilirken, “botnet” denen ve ele geçirilen aygıtlardan oluşan ordularla bir siteyi zorla devre dışı bırakmak (Hizmet Reddi Saldırıları) için de tercih ediliyorlar. Botlar çoğu zaman virüsler gönderiyor ve kişisel bilgi (kredi kartı ayrıntıları, banka bilgileri ve sosyal güvenlik numaraları gibi) çalmak için kullanılarak kurbanları sahtekarlık riskiyle baş başa bırakıyor.
YABANCILAR
Dijital çağın en büyük vaatlerinden biri de dünyayı yakınlaştırmaktı. Gerçekten de yabancılarla giderek daha fazla kişisel bilgi paylaşan genç kuşak bu düşünceyi yansıtıyor gibi gözüküyor. Araştırmalara göre her beş kişiden biri, internette fazla tanımadıkları insanlarla hassas bilgileri (pasaport taramaları, banka bilgiler ve kişisel belgeler gibi)
Uygun güvenlik önlemleri almayan ve gönüllü bir şekilde kişisel bilgilerini paylaşanlar, Venmo dolandırıcılığı, sahtecilik ve röntgencilik gibi pek çok risk altında bulunuyorlar.
ARKADAŞLAR
Fiziksel çevrenizdeki kişileri çevrimiçi bir sosyal topluluğa dahil etmek doğal bir davranış gibi görünüyor. Öte yandan, Oxford Üniversitesi’nden Robin Dunbar tarafından yapılan yeni bir araştırma, çevrimiçi arkadaşların çoğunun “gerçek arkadaşlar” olmadığını gösteriyor.
Aslında siber zorbalığın, tanımadığı internet trollerinden ziyade kişilerin kendi çevresinden gelme ihtimali daha yüksek. Pek çok olayda, bu “yabancı” olarak bilinen saldırganların aslında kurbanı tanıdıkları ve sahte hesaplar kullandıkları ortaya çıkmıştır.
Online iletişim platformları oldukça verimli olabilseler de, “yüz yüze etkileşimin olmamasından dolayı, gerekli seviyede bir duygusal yoğunluğu taşıyabilecek bir ilişkiye emek harcamak zorlaşıyor.” Empati eksikliği ve sosyal medyadaki seçici paylaşım, bazı kişilerde bir kopuş hissi yaratabiliyor ve bu da siber zorbalığı bir açıdan besleyebiliyor.