Bizi takip edin

Haberler

Stresli Çalışma Ortamlarında Bilgi Güvenliği Riskleri

tarihinde yayımlandı

Ofis ortamında stres, çalışanların yalnızca ruh sağlığını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda bilgi güvenliği açısından da ciddi zafiyetlere yol açabilir. Yoğun iş yükü ve yetersiz kaynaklar, çalışanları “hızlı ve pratik” çözümler aramaya itebilmektedir. Ne var ki bu hızlı ve pratik çözümler, siber güvenlik protokollerinin atlanmasına, yanlış uygulamalara ve bunların sonucunda veri kayıplarına davetiye çıkarabilmektedir.

Personel kendini desteklenmemiş veya kötü muamele görmüş hissettiğinde, karar verme becerileri ve dikkat düzeyleri düşer. Kurumsal açıdan bakıldığında, toksik bir kültür, artan hata oranları, gözden kaçan tehditler, azalan verimlilik ve yüksek personel sirkülasyonu anlamına gelir.

CyberArk’ın verilerine göre, ofis çalışanlarının %65’i işleri hızlıca halletmek için güvenlik politikalarını ihlal ettiğini kabul ediyor. Stres ve öfke hem kasıtlı hem de istem dışı olarak şirket sistemlerini tehlikeye atacak ani ve düşüncesiz davranışlara yol açabilir. Kuralları görmezden gelmek işleri hızla ilerletiyor gibi görünse de ortaya çıkan riskler ağır olur.

Stres altındaki bireylerin bilişsel kapasitesi daralır. Araştırmalar baskı hissi arttıkça dikkat dağınıklığının yükseldiğini ve insanların kritik ayrıntıları gözden kaçırma olasılığının belirgin biçimde arttığını gösteriyor. Örneğin gelen bir e-posta içindeki olağandışı bir ek veya bağlantı, normal koşullarda fark edilebilecek bir oltalama işaretiyken, stresli bir dönemde gözden kaçabilir.

Stres altındaki çalışanlar belirgin davranış değişiklikleri gösterebilir. Şifre paylaşımı, acil bir dosya erişimine gerek duyulduğunda hızla başvurulan kısa yoldur. Paylaşılan şifrelerin izlenmesi ve kontrolü yapılamadığında, hangi verilere ne zaman ulaşıldığını takip edebilmek imkansız hale gelebilir. Böylelikle hem iç hem dış tehditlere karşı savunma hattı zayıflar.

Ayrıca toksik ortamlarda yüksek personel sirkülasyonu yaşanır. Yeni çalışan bulma, işe alma, oryantasyon maliyetleri ve kaybolan verimlilik masrafları yüksek personel devriyle birleştiğinde kurum için kayda değer bir güvenlik açığı oluşturur. Ani ayrılan çalışanların hesapları kapatılmaz veya yetkileri zamanında geri alınmazsa, eski bir çalışanın bu hesapları kötüye kullanma riski doğar. Bu süreçte bilgi güvenliği departmanının yükü artar ve potansiyel zaafların fark edilmesi gecikebilir.

Çözüm odaklı bakıldığında, organizasyonların stres yönetimi ve psikolojik güvenliği siber güvenliğin ayrılmaz bir parçası olarak görmesi gereklidir. Kısa anonim anketlerle stres kaynaklarının belirlenmesi, düzenli mola ve esnek çalışma saatleri uygulamaları çalışanların üzerinde hissettikleri baskıyı hafifletebilir. Yönetici kademesinin empatiyle yaklaşması güvenlik kurallarının etkin biçimde benimsenmesini sağlayan en temel unsurdur. Ayrıca düzenli oltalama tatbikatları ve senaryo bazlı eğitimler çalışanların stres altındayken dahi dikkatli davranma refleksini güçlendirir.

Ofis çalışanlarının stres düzeyinin düşürülmesi, sadece iş memnuniyetini ve verimliliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda bilgi güvenliği risklerini minimize ederek kurumsal dayanıklılığı güçlendirir. Stres yönetimi ve siber güvenlik stratejilerinin birlikte ele alınması, dijital çağda kurumların en önemli savunma kalkanıdır.

Okumaya Devam Et