Bizi takip edin

Haberler

Siber Saldırılara Davetiye Çıkaran Parola Alışkanlıkları

tarihinde yayımlandı

Güvenlik teknolojilerindeki gelişmelere rağmen, pek çok birey ve kurum, güvenli olmayan kimlik doğrulama yöntemlerine bağlı kalmaya devam ediyor. Bu eski ve riskli yöntemler, siber tehditlere karşı korumasız kalmalarına yol açıyor. Özellikle zayıf parola kullanımı ve aynı şifreyi birden fazla hesapta tekrar etmek, kimlik bilgilerinin çalınmasına ve dolandırıcılık vakalarının artmasına sebep oluyor. Şifre güvenliği konusundaki eksiklikler, yalnızca bireysel kullanıcılar için değil, büyük şirketler ve devlet kurumları için de ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Son araştırmalara göre, insanların %39’u kullanıcı adı ve şifre kombinasyonunun en güvenli kimlik doğrulama yöntemi olduğuna inanıyor. Yine %37’lik bir kesim, mobil SMS doğrulamasını güvenli görüyor. Ancak bu iki yöntem, oltalama saldırılarına karşı oldukça savunmasız. Kullanıcılar, kimlik avı saldırıları sonucunda farkında olmadan siber suçlulara şifrelerini teslim edebiliyor. Daha da önemlisi, yeni işe alınan çalışanların %34’ü iş hesaplarını yalnızca kullanıcı adı ve şifre ile güvenceye alma talimatı aldıklarını belirtiyor. Yani, şirketler bile çalışanlarını güçlü güvenlik önlemleri konusunda yeterince eğitmeyebiliyor.

Günümüzde en çok kullanılan güvenlik yöntemleri arasında çok faktörlü kimlik doğrulama (%48) ve şifre kullanımı (%45) yer alıyor. Ancak bu yöntemlerin etkili olduğu kadar eksikleri de var. Tüketiciler, mobil cihazlara gönderilen PIN kodları (%70) ve davranışsal analizler (%66) gibi yeni teknolojilere daha fazla güven duyuyor. Bu güvenilir yöntemler, şifreler (%58) ve güvenlik soruları (%63) gibi geleneksel yöntemlerle karşılaştırıldığında, dolandırıcılık riskini azaltma potansiyeline sahip.

Birçok insan hâlâ şifrelerini hafızalarında tutmak veya yazılı bir şekilde saklamak gibi güvensiz yöntemler kullanıyor. Araştırmalar, dünya genelinde kullanıcıların %54’ünün şifrelerini sadece hafızalarına dayandırdığını, %33’ünün ise kâğıda yazarak sakladığını ortaya koyuyor. Ayrıca, katılımcıların %25’i 11 ila 20’den fazla hesapta aynı şifreyi tekrar kullandığını ve %36’sı şifrelerinde sosyal medyada erişilebilecek kişisel bilgiler içerdiğini itiraf ediyor. Bu alışkanlıklar, doğrudan veri ihlallerine yol açıyor. Küresel kullanıcıların %19’u, şifre yönetimindeki hataları nedeniyle bir güvenlik ihlali veya veri kaybı yaşadığını, %23’ü ise şifrelerinin çalındığını veya tehlikeye düştüğünü belirtti.

Şifrelerin uzun ve karmaşık olması, her zaman yeterli güvenlik sağlamıyor. Araştırmalar, kuruluşların %88’inin hâlâ birincil kimlik doğrulama yöntemi olarak şifreleri kullandığını gösteriyor. Ancak, 40.000 yönetim portalı hesabında hâlâ ‘admin’ gibi basit şifrelerin kullanıldığını görmek, durumun ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyuyor. Dahası, şirketlerin yalnızca %50’si tehlikeye giren şifreleri ayda birden fazla kontrol ediyor. Bu, çalınan kimlik bilgilerine dayalı veri ihlallerinin artmasına neden oluyor. Araştırmalara göre, çalınan kimlik bilgileri tüm veri ihlallerinin %44,7’sinde yer alıyor ve yasadışı pazarlar üzerinden hızla el değiştiriyor.

Siber suçlular, basit ve ucuz araçlarla milyonlarca kullanıcıyı hedef alıyor. Araştırmalar, 2023 yılında karanlık ağda dolaşan 1,38 milyar şifrenin tespit edildiğini ortaya koydu. Bu sayı, 2022’deki 759 milyon şifreye kıyasla %81,5’lik bir artışı temsil ediyor. Dahası, aynı yıl içerisinde birden fazla veri ihlaline maruz kalan kullanıcıların %74’ü aynı şifreyi birden fazla hesapta kullandıklarını belirtti. Devlet kurumları bile bu tehditten muaf değil. .gov uzantılı hesapların %67’si tekrar eden şifre kullanımı nedeniyle siber saldırılara açık hale geliyor.

Siber suçlarla mücadelede eski alışkanlıklardan vazgeçmek ve daha modern çözümler benimsemek şart. Çok faktörlü kimlik doğrulama, güçlü ve benzersiz şifreler oluşturmak, parola yöneticisi gibi araçlar kullanmak ve şifreleri sık sık güncellemek, hem bireyler hem de kurumlar için temel adımlar. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insan faktörü göz ardı edilmemeli. Güçlü güvenlik önlemleri, zayıf parola alışkanlıklarının neden olduğu siber saldırı riskini büyük ölçüde azaltabilir.

Okumaya Devam Et