Bizi takip edin

Veri Gizliliği

Online tacizin tehlikeli yükselişi

Bir web sitesine göz attığımızda, e-posta kullandığımızda veya Facebook ve Twitter gibi platformlarda sosyal faaliyetlerde bulunduğumuzda her seferinde güvenliğimizden ve gizliliğimizden ödün verme riski taşıyoruz. Kötü amaçlı yazılımlar bir yana Amerikalıların %41’inin de söylediği gibi, siber zorbalık ve taciz olasılığı daima var. Pew Research şirketi tarafından açıklanan Çevrimiçi Taciz 2017 raporunun sonuçları endişe verici.

tarihinde yayımlandı

Sosyal medya ve sohbet uygulamalarıyla birlikte daha etkileşimli hale internet, ne yazık ki bazı olumsuz davranışlara daha rahat ortam sağlıyor. Son dönemde sıklıkla haberlerle gündeme gelen online tacizin geldiği nokta, yayımlanan bir raporla gözler önüne seriliyor.

Çevrimiçi taciz, daha yumuşak formlarında insanların günlük çevrimiçi rutinlerinde gezinirken elemesi gereken bir olumsuzluk katmanı oluşturuyor. En şiddetlisinde ise kullanıcıların gizliliğinden ödün verebiliyor, onları ne zaman ve nerede çevrimiçi olacağını seçmeye zorlayabiliyor, ya da fiziksel güvenliklerine tehdit oluşturabiliyor.

Pew Research şirketinin hazırladığı Çevrimiçi Taciz 2017 raporu, 10 Amerikalı’dan 4’ünün şahsen en az bir tür çevrimiçi tacize uğradığını gözler önüne seriyor. Bu sonuç firmanın bu anketi en son gerçekleştirdiği 2014 yılına göre %14’lük bir artış olduğunu da gösteriyor.

Çevrimiçi kullanıcılar tarafından bildirilen taciz türleri aşağıdakileri içeriyor:

  • Çevrimiçi lakap takma (%27)
  • Birisini mahcup etme çabaları (%22)
  • Fiziksel tehditler (%10)
  • Sinsice takip – Stalklama (%7)
  • Sürekli olarak taciz (%7)
  • Cinsel taciz (%6)

Katılımcıların %41’i çevrimiçi zorbalığa davet edildiğini itiraf ederken, %18’i takip, cinsel taciz ve uzun süre taciz gibi “özellikle şiddetli taciz biçimleri” yaşadıklarını söylüyor.

Ankete katılan 4248 Amerikalı yetişkinin %66’sı, bu davranışların başkalarına yöneltildiğine “tanık” olduğunu belirtiyor. Bu davranışlar çok çeşitli çevrimiçi mekanlarda gerçekleşirken, Facebook, Instagram, Twitter ve Snapchat gibi sosyal medya platformları “çevrimiçi taciz için özellikle verimli bir zemin” olarak duruyor.

 

“Gerçek dünya sonuçları”

Araştırma, siber zorbaların genellikle kişisel veya fiziksel özellikleri hedef aldığını gösteriyor. Amerikalıların %14’ü, siyasi görüşleri nedeniyle çevrimiçi tacizin hedefi olduklarını söylüyor. Yaklaşık 10 kişiden 1’i, fiziksel görünüşlerine (%9), ırk veya etnik kökenlerine (%8) ya da cinsiyetlerine (%8) dayalı lakaplarla adlandırılıyorlar. Belki de daha endişe verici olan bu insanlardan bazılarının onlara baskı yapan kişilerle olan yakın ilişkileri. Bazı katılımcıların açığa çıkarttığı gibi, eşi dostu, arkadaşları ve hatta aile üyelerini içeren deneyimler de oldukça sık duyuluyor.

Saldırgan lakaplar takma ya da birini utandırma çabası gibi bazı durumlarda bu deneyimler göz ardı edilebilir veya çevrimiçi hayatın sıkıntısı olarak omuz silkilebilir davranışlarla sınırlı kalıyor. Fakat Amerikalıların %18’i fiziksel tehdit, sürekli taciz, cinsel taciz veya takip gibi şiddetli çevrimiçi taciz biçimlerine maruz kalıyor.

Araştırma raporunda, doğrudan çevrimiçi taciz yaşayanlar için, bu karşılaşmaların, zihinsel ya da duygusal stresten, itibar kaybına ya da kişinin kişisel güvenliğinden korkmasına kadar değişen derin gerçek dünya sonuçlarına sahip olabileceği belirtiliyor.

Yazarını hedef alan ölüm tehditleri nedeniyle spam engelleme eklentisi WangGuard’ın son zamanlarda kapatılması bunun iyi bir örneklerinden biri. WangGuard’ın %99,9 tespit oranı yüzünden yıllardır “neredeyse her gün milyonlarca dolar kaybettirdiği için mafyadan ölüm tehditleri aldığını” söyleyen geliştiricisi José Conti sonunda ailesinin güvenliğinin spam önleme aracından daha önemli olduğuna karar vererek önemli bir gelir akışını kesip hizmetini durdurdu.

Mağdur olmayan kişiler de etkileniyor

Çevrimiçi taciz sadece gerçek mağdurlar üzerinde değil, diğer taraftan görgü tanıkları üzerinde de derin bir etkiye sahip oluyor. Ankete göre Amerikalıların yaklaşık %27’si başkalarının tacizine tanık olduktan sonra çevrimiçi paylaşım yapma konusunda düşünmeye başlıyor. %13’ü ise bu tür eylemleri gözlemledikten sonra çevrimiçi servis kullanmayı tamamen durduruyor. Bir grup ise başkalarına yönelik küfürlü davranışlara tanık olduklarında müdahale etmeyi seçiyor. Tam olarak %30, başkalarına uygulanan zulümleri durdurmaya çalışmak için düzenli olarak adım attıklarını söylüyor.

Anonimlik de etkiliyor

Kullanıcılar interneti giderek anonimliği kolaylaştıran bir yer olarak görüyorlar. Çevrimiçi yetişkinlerin %86’sı internetin insanlara çevrimdışı gerçeklerden çok daha fazla anonim olmalarına imkan sağladığını hissediyor.

Bu sonuç, Pew Research tarafından 2014 yılında yapılan araştırmasında bunu söyleyen %62’den kayda değer bir artışı temsil ediyor. Çevrimiçi anonim olma yeteneği sıklıkla çevrimiçi taciz meselesiyle bağlantılı oluyor. İnternet üzerinden taciz edilenlerin yaklaşık yarısı (%54), en son olaylarında bir yabancı ve/veya gerçek kimliğini bilmeyenlerin yer aldığını belirtiyor. Daha geniş anlamda, Amerikalıların %89’u, çevrimiçi olarak anonim yazabilme yeteneğinin insanların birbirine karşı acımasız ya da tacizci olmalarına olanak sunduğunu söylüyor.

Sorumlu kim?

Yaklaşık 10 Amerikalı’dan 1’i şahsen çevrimiçi taciz yaşıyor ve %62’si bunu önemli bir sorun olarak değerlendiriyor. Konuyla ilgili görüşler ise problemin nasıl çözüleceği konusunda ayrılıyor. Ancak Amerikalıların %79’u, platformlarında siber zorbalık oluştuğunda, adım atmalarının hizmet sağlayıcıların sorumluluğunda olduğunu kabul ediyor. Pek çok kişi teknoloji firmalarının daha fazlasını yapmasını istiyor ancak çevrimiçi olarak özgür konuşma ve güvenliğin nasıl dengede tutulacağı konusunda ayrılıyorlar.

Okumaya Devam Et