Haberler
IoT Teknolojisi ile Birlikte Siber Güvenlik Stratejilerinin Kapsamı da Genişliyor
Potansiyel siber güvenlik tehditleri, sayıları artan IoT cihazları ile birlikte çokyönlü yaklaşımı gerekli kılıyor…
Nesnelerin kendilerine özgü yazılımlarla internet üzerinden birbirlerine bağlanabilmesini sağlayan Nesnelerin İnterneti (IoT), siber güvenlik açısından ilginç bir noktaya işaret ediyor. IoT cihazları ile birlikte internet bağlantısına sahip çok daha fazla aygıt aktif hale gelirken bu bağlamda alınması gereken kurumsal ya da bireysel önlemlerin kapsamı da genişliyor. IoT teknolojisindeki gelişimle birlikte siber güvenlik stratejilerinin önemi de artıyor…
IoT, güvenliğimizi artırdığı gibi hayatı kolaylaştırma, üretim kapasitesini artırma gibi etkiler sunuyor. Küresel araştırma firması Gartner‘ın yayınladığı istatistiklere göre günümüzde internete bağlı cihaz sayısı 14,2 milyara ulaşmış durumda ve yalnızca 2 yıl sonra, 2021’e gelindiğinde bu sayı 25 milyara yükselecek.
Bu kapsamda La Trobe Üniversitesi’nden siber güvenlik uzmanı Profesör Jill Slay, düşük enerji tüketen IoT cihazlarının yeterince korunmadığının altını çizerek şunları söylüyor: “Evde veya işyerinde internete bağlı cihaz kullanan herkes risk altında. Siber korsanlar çok sayıda benzer cihaz türünü ele geçirerek bunların toplam gücünü sömürebilecekleri “botnet şebekeleri” kurabilir…”
“Önlemler artırılmalı”
Güvenlik sistemleri, termostatlar, otomobiller, elektronik eşyalar, ampuller, alarmlı saatler, ses sistemleri, içecek-yiyecek otomatları ve kahve makineleri gibi internete bağlı birçok cihazın potansiyel güvenlik risklerine sahip olduğuna işaret eden Profesör Slay, IoT cihazlarıyla ilgili olarak önlemlerin artırılması gerektiğini belirtiyor.
IoT teknolojisinin esneklik ve üretim etkinliği açısından iş dünyasına da büyük katkılar sunacağı bir gerçek, bununla birlikte internete bağlanan diğer her şey gibi bu tip cihazların da geniş kapsamlı güvenlik stratejileri ile birlikte, hassasiyetle ele alınması gerekiyor.