Haberler
FaceApp Uygulaması Sanıldığı Kadar Masum Olmayabilir
FaceApp, son haftalarda geniş kitleleri peşinden sürükleyen çılgınca bir trend halini aldı. Ancak konunun bir de ‘karanlık’ tarafı var…
Çene arkı ve elmacık kemiğinin küçülüp geriye doğru gitmesi, yüzde yaşlanmanın temel unsuru. Yaşlanma, yüz sisteminin aşağı doğru hareketi ile fark edilir düzeye gelirken kırışıklıklar, elastikiyet kaybı ve saçların beyazlaması sonucunda biyolojik zamanın etkileri net bir şekilde görülüyor. İşte bu etkileri ele alarak fotoğraflardaki yüzlerin yaşlılık halini gözler önüne seren FaceApp, ilk kez 2017 yılında yayınlandı. 2019’un Temmuz ayına kadar adından çok da söz ettirmeyen uygulama, son haftalarda geniş kitleleri peşinden sürükleyen çılgınca bir trend halini aldı. Kullanımı için herhangi bir fotoğrafın yüklenmesi yetiyordu. Basit bir arayüze sahipti, hızlıydı ve sonuçları da nispeten eğlenceliydi…
Film yıldızlarından spor dünyası ünlülerine kadar sayısız ismin paylaşımlarıyla olağanüstü bir hızla büyüyen bu trend, anlık mesajlaşma uygulamaları ve sosyal medya platformlarını her kesimden insanın ‘olası’ yaşlılık halleriyle doldurdu. Buraya kadar her şey eğlenceli görünüyor, ancak konunun bir de ‘karanlık’ tarafı var…
Yüz tanıma teknolojisi ile bağlantısı
Yüz tanıma teknolojisi akıl almaz bir hızla gelişiyor. FaceApp, teknolojinin ihtiyaç duyduğu veri, yani ‘insan yüzleri’ için bir tür mıknatıs gibi işliyor.
Milyonlarca insanın yüklediği fotoğraflar sayesinde olağanüstü büyüklükte bir veri tabanına sahip oluyor.
Bu noktada uygulamanın kullanılabilmesi için onay şartı bulunan ‘Gizlilik Sözleşmesi’ ve ‘Kullanım Şartları’ bölümleri, yüklenen verinin (yani fotoğrafların) ne şekilde kullanılacağına ilişkin soru işaretleri meydana getiriyor.
Maddeler incelendiğinde FaceApp’in içeriğin mülkiyetine sahip olmayı talep ettiği, hatta kullanımı için izin istediği görülüyor. Servisin kullanımı ile FaceApp’e ‘kalıcı, geri alınamaz, telif hakkı olmayan, devredilemez’ bir lisans veriliyor. Ayrıca ‘içeriğin ticari olarak kullanımını’ kabul ediyorsunuz. Fotoğraflarınızın silinmesini talep edemiyor, kullanımının önüne bir ücret ödeyerek dahi geçemiyorsunuz. Özetle yüzünüzü bir yazılımın ellerine teslim ediyorsunuz.
Peki tüm bu koşulları kabul edip uygulamayı kullanmaya başladınız diyelim, ne olabilir?
Günümüzde yüzünüz parolanız. Örneğin bir mobil uygulama satın aldığınızda önceden tanımlı biyometrik yüzünüzle işlem yapabiliyorsunuz. Yakın gelecekte yüzünüz, çok daha kapsamlı bir ‘onay’ mekanizması halini alacak. Bu değerli biyometrik verinizin haklarını FaceApp’e teslim ederek uygulamada karşılaşılabilecek bir açığın etki alanına dahil oluyor, kendi dijital güvenliğinizi etkileyebilecek olası tehditlere ‘açık bir kapı’ bırakıyorsunuz. Bu nedenle FaceApp’i kullanmaya karar vermeden önce iki kere düşünün diyoruz.