Bizi takip edin

Haberler

Dolandırıcılık Önlemleri Tüketici Güvenini Garanti Etmiyor

tarihinde yayımlandı

Experian’ın hazırladığı rapora göre şirketlerin %30’undan fazlası, üretken yapay zeka da dahil olmak üzere yapay zeka çözümlerini dolandırıcılıkla mücadelede kullanmaktadır. Tehditlerin karmaşıklığı arttıkça kuruluşlar yatırımlarını hızlandırmakta; %50’den fazlası yeni analitik araçlar benimsemekte ve müşteri karar süreçlerini desteklemek üzere yapay zeka modelleri geliştirmektedir.

Yapay zeka dolandırıcılıkla mücadelede çift yönlü bir etki yaratmaktadır: Bir yandan tehditlerin daha hızlı tespit edilmesine imkan tanırken, diğer yandan deepfake ve sahte profilleme gibi yeni dolandırıcılık yöntemlerinin gelişimini hızlandırmaktadır. Kendi başına karar alabilen (agentik) yapay zeka, tespit ve müşteri hizmetlerinde verimliliği artırsa da, aynı zamanda daha sofistike ve otomatikleştirilmiş suistimallere zemin hazırlayabilmektedir. Bu teknolojilerin yaygınlaşmasıyla kötüye kullanım riski artmaktadır. Bu nedenle kuruluşların baştan itibaren güçlü güvenlik önlemleri, şeffaf yönetişim ve sıkı denetimler tesis etmeleri zorunludur.

Rapor ayrıca iş dünyası liderlerinin %72’sinin 2026 yılına kadar yapay zeka kaynaklı dolandırıcılıklar ve deepfake’lerin önemli bir sorun haline geleceğini öngördüğünü ortaya koymaktadır. Buna karşın tüketici güveni zayıf seyretmektedir: Katılımcıların dörtte birinden daha azı sohbet botları gibi yapay zeka araçlarını kullandığını belirtmiş ve yalnızca %18’i bu araçlara tam güven duyduğunu ifade etmiştir.

Bu bulgular, işletmelerin de bu alanda baskı hissettiğini göstermektedir: Kuruluşların %90’ı dolandırıcılıktan endişe duyduğunu, %70’i ise mücadele için bütçesini artırdığını bildirmiştir. Yaklaşık %60’ı dolandırıcılık kaynaklı kayıplarda geçen yıla göre artış olduğunu raporlamıştır. En sık rastlanan vakalar arasında kimlik hırsızlığı, ödeme dolandırıcılığı, hesabı ele geçirme, P2P dolandırıcılıkları ve birinci taraf dolandırıcılığı bulunmaktadır.

Tüketicilerin %57’si çevrimiçi işlem yaparken kendini tedirgin hissetmektedir. Çok az sayıda tüketici, şirketlerin verilerinin kullanımını yeterince açık şekilde anlattığına inanmaktadır; yeni bir marka ile etkileşimde bulunurken kendini güvende hissedenlerin oranı daha düşüktür. Tüketicilerin başlıca kaygıları arasında kimlik hırsızlığı, kredi kartı bilgilerinin çalınması, çevrimiçi gizlilik, oltalama saldırıları ve yanlış bilgilendirme yer almaktadır. Federal Ticaret Komisyonu (FTC) verilerine göre tüketiciler 2024 yılında dolandırıcılık nedeniyle rekor düzeyde 12,5 milyar dolar zarar etmiştir; bu, bir önceki yıla kıyasla %25’lik bir artışı ifade etmektedir.

Tüketiciler güvenlik ve gizlilik kaygılarına karşı şirketlerin etkin önlemler almasını beklemekte; %80’in üzerinde bir kesim bu konuda şirketlerin aksiyon almasını istemektedir ve yaklaşık yarısı daha güçlü çevrimiçi koruma talep etmektedir. Buna rağmen işletmelerin %85’i mevcut dolandırıcılık önlemlerinin tüketici beklentileriyle uyumlu olduğunu düşünmektedir; ancak tüketicilerin yarısından azı şirketlere yüksek düzeyde güven duymaktadır. Birçok kuruluş halen parola ve PIN tabanlı doğrulamaya dayanmaya devam ederken, tüketicilerin daha güvenli bulduğu biyometrik çözümler ve davranışsal analiz gibi teknolojiler yaygın olarak tercih edilmemektedir. Bu durum, kuruluşların ileri teknoloji yatırımlarını yalnızca uygulamakla kalmayıp, aynı zamanda bu önlemleri tutarlı ve şeffaf bir biçimde tüketicilere aktarmaları gerektiğini göstermektedir, ancak bu şekilde kullanıcı güveni anlamlı biçimde artırılabilir.

Okumaya Devam Et