Bizi takip edin

Makale

Deepfake Teknolojisinin İyi Yönde Kullanımı ve Etik Tartışmaları

Deepfake, genelde ünlü isimlerin yerine geçen sahte yüzler ve daha manipülasyonla anılıyor. Ancak iyi yönde kullanımı da her geçen gün artıyor…

tarihinde yayımlandı

Güney Kore’de soğuk bir akşam, milyonlarca izleyici ülkenin en popüler TV kanallarından MBN’de günlük haber bültenini izliyor… Sevilen sunucu Kim Joo-Ha, dün olduğu gibi ekranda ve haberleri aktarmaya başlıyor. Gündemde bir gün önce olduğu gibi Covid-19 ve sarsıcı sonuçları var. Ancak bu akşam farklı bir şeyler var, zira ekranda görünen kişi Kim Joo-Ha değil, onun deepfake teknolojisi ile üretilen ‘dijital’ versiyonu. Daha da şaşırtıcı olan dijital ortamda üretilen bu ‘fake’ (sahte) sunucuyu, sesiyle mimikleriyle gerçeğinden ayırmak neredeyse imkânsız.

Güney Koreliler, o akşam bu şaşırtıcı gösteriden haberdardı. Yani sunucunun deepfake versiyonu, ansızın izleyenlerin karşısına çıkmadı. Daha sonra yorumları alınan izleyiciler şaşkın olduklarını dile getirdiler. Büyük bir kısmı da gerçek sunucunun işini kaybedip kaybetmeyeceğini merak ediyordu. Sonuçlardan gayet memnun olan TV kanalı ise bazı son dakika gelişmeleri için deepfake teknolojisinden yararlanmaya devam edileceğini duyurdu.

Deepfake, genelde ünlü isimlerin yerine geçen sahte yüzlerle anılıyor. Tiktok gibi sosyal mecralarda ya da Twitter üzerinden yayınlanan deepfake videoları kamuoyunu bazen neşeli sahnelerle baş başa bırakırken kimi örneklerde ise manipülasyon gibi kötü amaçlar için kullanıldıkları biliniyor. Genellikle de şikayetler üzerine sosyal mecralardan kaldırıldıkları görülüyor. Örneğin geçtiğimiz aylarda Tiktok’ta yer alan Tom Cruise’un aynısının yer aldığı sahte video tüm dünyada haber olmuş, bir süre sonra da platformdan kaldırılmıştı.

Sürekli geliştirilen ve sektörde yapay zekâ ile üretilen video ya da sentetik medya adlarıyla tanımlanmak istenen deepfake teknolojisi, ticari amaçlarla kullanılarak özellikle haber, eğlence ve eğitim gibi alanlarda yoğun ilgi görüyor. Örneğin İngiltere merkezli bir teknoloji şirketi, deepfake teknolojisi ile hazırlanmış kurumsal eğitim videosu üretim yazılımları satıyor. Sunulan yazılımda farklı insan avatarları seçip, söyletmek istediğiniz metni yazdığınızda karşınızda gerçek bir sesli-görüntülü anlatım çıkıyor. İnovatif olduğuna şüphe yok. Şirketin kurucu ortağına göre deepfake, ‘içerik üretiminin geleceği’ durumunda.

Deepfake teknolojisinin olumlu kullanımına örnek teşkil eden bu tip gelişmelerin sayısında artış var. Diğer yandan kötü amaçlı deepfake kullanım endişeleri, dolayısıyla ikilem devam ediyor ve yasal kullanıma yönelik Ar-Ge, vb. alanlarda ilerleme kaydedilmesine etki edecek yatırımların sayısında ciddi artışlar görülmüyor. Uzmanlar, her ne kadar kırılmalar yaşansa da yatırımcıların deepfake konusunda endişeli olduğunun altını çiziyor.

Deepfake ve etik üzerine tartışmalar devam ederken akıllara videoların haklarının kimde olduğu sorusu gelebilir. Hukuk profesörü Lilian Edwards, tanınmış aktörlerin ya da müzisyenlerin bu tip videolarda kullanılması durumunda ailelerinin gelir elde etme hakkının olup olmadığına dair bir tartışmanın devam ettiğini hatırlatıyor.

Virginia Üniversitesi‘nden etik alanında uzmanlaşmış Profesör Deborah Johnson, yakın zaman önce “Deepfake hakkında ne yapmalı?” adlı bir kitap kaleme aldı. Kitapta deepfake’i kurumlara ve görsel tecrübeye olan güveni azaltan ve daha büyük bir problem olan ‘yanlış bilgi üretimi’ sorununun bir parçası şeklinde tanımlayan Profesör Johnson, videoların yayınlanmadan, sahte olduklarının belirtilmesi gerektiğini ve izleyenlerin bu yolla korunabileceğini ifade ediyor.

Oxford Üniversitesi’nden Profesör Sandra Wachter ise “Bu teknolojiden çok fazla korkmamalıyız ve dengeli bir şekilde yaklaşmalıyız. Evet, kötü ve tehlikeli şeylere karşı yasalarımız olmalı. Ama örneğin hiciv ya da ifade özgürlüğü bağlamında üretilen deepfake videolara karşı da kategorik bir yasak getirmemeliyiz. Giderek artan şekilde ticari olarak kullanılmaları, geleceğe dair umut veriyor.” Diyor.

Eğitim alanındaki kullanıma ilişkin ilginç projelerden biri California Üniversitesi – Soykırım Vakfı tarafından tamamlandı. 2. Dünya Savaşı’nda soykırımdan kurtulan 55 bini aşkın kişinin yüzleri ve röportajlarını barındıran vakıf, ziyaretçilere çarpıcı bir deneyim vadediyor. Tanıklığın Boyutları ismi verilen proje kapsamında ziyaretçiler, soykırımdan kurtulan kişilere sorular sorabiliyor ve yapay zeka teknolojisi ile bunlara anlık yanıtların verilmesi sağlanıyor. Projenin yöneticisi, toplumsal açıdan çığır açısı bulduğunun altını çizdiği bu teknoloji sayesinde gelecek nesillerin hayatını kaybetmiş ebeveynleri ile konuşmasının mümkün olabileceğini söylüyor.

Daha derin okuma için deepfake teknolojisine ilişkin aşağıdaki makaleleri de incelemenizi tavsiye ederiz:

> Sahte Fotoğraf ve Videoları Tespit Etmenin Yolları

> Yükselen Tehdit Deepfake ve Dolandırıcılık Odağındaki Kullanımına Karşı Alınabilecek Başlıca Önlemler

Okumaya Devam Et