Bankacılık
Cep telefonunuzu korumak için almanız gereken 10 tedbir
Telefonların giderek daha becerikli hale gelmesi, veri hırsızlarının ve kötü niyetli kişilerin ellerini ovuşturmalarına sebep oluyor. Kişisel verilerinizi tanıdık veya yabancı tehditlerden korumak için yapmanız gerekenleri genel hatlarıyla bu yazımızda anlatıyoruz.
Yapılan araştırmalara göre, akıllı telefon kullanıcılarının yarısından fazlası, cep telefonlarını ya kaybettiler ya da çaldırdılar. Bu kullanıcıların %86’sının cep telefonunda, verilerini koruyan bir yazılım veya şifreleme yöntemi kurulu değildi. Esasında konu bilgisayar olduğunda kullanıcılar güvenlik konusunda daha bilinçliler.
Dizüstü bilgisayar sahiplerinin %90’ı, hali hazırda bir güvenlik yazılımı kullanıyor. Fakat nedense bu farkındalık cep telefonu için geçerli değil. Halbuki her seferinde söyleriz cep telefonu ve tabletlerin artık bilgisayardan işlev olarak neredeyse farksız olduğunu.
1- TELEFONUN KİMLİK NUMARASINI KAYDEDİN
Uluslararası Mobil Cihaz Kimliği (IMEI) telefonunuzu şebekeye tanımlayan, telefonunuzun arkasında bataryanın altında bulunan bir numara. Bu numarayı mutlaka birkaç farklı yere not edin, herhangi bir kayıp ve çalınma durumunda ihtiyacınız olacak.
2- GÜVENLİ GİRİŞ YÖNTEMLERİ KULLANIN
Yeni nesil bazı telefonlar parmak izi okuyucuya sahip oldukları için güçlü bir güvenlik sunuyorlar fakat çoğu kullanıcı ya 4 haneli bir şifre kullanıyor, ya da her seferinde yazmaya üşendiklerinden hiçbir şifre belirlemiyor. Size tavsiyem, 4 haneli şifre kullanacaksanız bu 1234, 0000 veya 8888 gibi kolay tahmin edilen bir şifre olmasın. Daha zor bir şey seçin. Android telefonlarda desen çizerek açma opsiyonu da güvenli. Onda da çok kolay bir desen seçmemeye dikkat edin. Doğum tarihi, telefon numarası veya isim içeren şifreleri zaten hiçbir yerde kullanmamalısınız.
3- ÇOCUKLARA KULLANDIRIRKEN TEDBİRLİ OLUN
Malumunuz yeni jenerasyon teknoloji çok meraklı. Özellikle de telefon ve tabletlere. Çocuğunuz veya bir yakınınızın çocuğu telefon veya tabletinizle oynamak istediğinde, farkında olmadan bazı güvenlik sorunlarına sebep olabilir. Ayarlarınızda ve uygulamarın içinde sizin fark etmeyeceğiniz bazı değişikliklere sebep olabilir veya yine yanlışlıkla silme işlemleri gerçekleştirebilir. Çocukların sağı solu belli olmaz.
4- UZAKTAN KİLİTLEME VE BULMAYI AKTİF EDİN
Akıllı telefonların tamamında, kaybolması veya çalınması durumunda uzaktan erişim seçeneği bulunuyor. Elbette bunun için telefonunuzun o sırada internete bağlı olması gerekiyor. Bu sebepten, öncelikle bu hizmeti telefonunuzda etkinleştirin. Tablet veya akıllı telefonunuzun kayıp durumda olduğunu fark ettiğiniz an uzaktan erişerek kilitlemeyi aktif hale getirin. Şayet umudu kestiyseniz uzaktan erişerek cihazınızdaki tüm verileri silebilirsiniz. Telefona uzaktan erişim aynı zamanda yerini belirleme konusunda da size yardımcı olacaktır.
5- HALKA AÇIK WI-FI’LARI DİKKATLİ KULLANIN
Ücretsiz WiFi’ylar hayat kurtarabiliyor pek çok zaman. Fakat bir yandan da önemli güvenlik tehditleri de barındırabiliyorlar. Sokakta, restoranda, kafede, kampüste ve iş ortamlarında bağlandığınız kablosuz ağlar cihazınızdaki verilerinizi tehlikeye sokabilir. Ücretsiz WiFi servislerini kullanmayın demiyorum; fakat yüksek güvenlik gerektiren işlemler (sosyal ağ siteleri, iş bağlantıları, bankacılık işlemleri, sosyal medya hesapları vs.) yapmak için güvenilir ağları ve kendi telefon bağlantınızı tercih etmelisiniz. Siz farkında olmadan, bağlandığınız ağ üzerinden kötü niyetli kişiler cihazınızdaki tüm veriye erişebilir.
6- İZİN VERDİĞİNİZ UYGULAMALARI GÖZDEN GEÇİRİN
Günümüzde pek çok web sitesi ve uygulama bizlerden Facebook, Instagram, Twitter, Linkedin gibi hesaplarımızla oturum açmamızı veya bağlamamızı istiyor. Bunu yaparken de dikkatli olmalısınız. Çünkü bir anlamda verilerinizi emanet ediyorsunuz bu servis ve uygulamalara. Sadece sosyal medya hesapları için geçerli değil bu tehdit; aynı zamanda telefonunuza kurduğunuz uygulamalara rehber, kamera, mikrofon ve fotoğraf arşivine erişim için de izin verirken iki kere düşünün. Bilhassa Android platformunda çok sayıda şüpheli olay yaşandı.
7- TIKLADIĞINIZ BAĞLANTILARA DİKKAT EDİN
Telefon ekranları bilgisayar ve tabletler kadar büyük alan sunmadığı için tıkladığımız web adreslerini açık biçimde göremiyoruz çoğunlukla. Hiç güvenilir olmayan bir uygulamaya, bir sayfaya bizi yönlendirebiliyor. Ayrıca 2 boyutlu barkodlar ve QR kodlar da her zaman güvenli olmayabilir.
8- OTOMATİK VE DÜZENLİ YEDEKLEME YAPIN
Telefonların platformu ne olursa olsun, bilgisayar veya bulutta bir yerde yedekleme yapmanız mümkün. Bu konuyu es geçmeyin zira telefonunuz arızalandığında, kaybolduğunda veya çalındığında en güncel haliyle verilerinize ihtiyacınız olacak. Şüphesiz yedeklediğiniz alanın güvenliği de önemli. Fotoğraf, not, rehber, mesaj ve uygulamalarınızı düzenli olarak yedekleyerek cihaz değiştirmeniz gerekirse sorunsuz biçimde hayatınıza devam edebilirsiniz.
9- YABANCI BİLGİSAYARLARA GÜVENMEYİN
Telefonları sadece prizlere değil, USB üzerinden bilgisayarlara da bağlayarak şarj etmek mümkün olduğu için pek çok kullanıcı bazen de mecburiyetten bunu tercih edebiliyor. Fakat ne yazık ki bu da bir güvenlik sorunu yaratabilir. Güvenilir olmayan bilgisayarlara cihazınızı bağladığınızda, içindeki tüm verilere erişim olanağı da sunmuş olursunuz. Tanıdığınız kişiler dahi olsa, yabancı bir bilgisayara telefonunuzu ya bağlamayın, mecbur kalırsanız da kapatarak şarj olmasını sağlayın. Taşınabilir yedek şarjlar da son zamanlarda yaygınlaştı. Bunlardan bir tane edinmenizde fayda olabilir.
10- GÜVENLİK UYGULAMASI KULLANIN
Yukarıda saydığım tüm bu önemler aslında size güvenli ve sağlıklı bir mobil deneyim sağlayacaktır fakat siz yine de cihazınıza güvenlik uygulaması kurabilirsiniz. Uygulama mağazalarında, bilgisayar yazılımlarıyla da ün salmış firmaların çözümlerini kolayca bulabilirsiniz.