Makale
Blockchain, Dijital Varlıkların Geleceği ve Güvenlik
Verinin dijitalleşmeye başladığı telgraf ile iletişimden, fiziksel varlıkların da dijitalleşmesi için blokzinciri gibi yenilikçi yöntemleri konuştuğumuz bir döneme ulaştık. Bu süreç hız kesmeden devam edecek. Güvenlik ise doğru orantılı olarak önemini artıracak.
Bilgisayarlar ile tanışılan 80’li yıllarda teyp kasetlerindeki oyunları yükleme heyecanı, daha sonra devrim niteliğindeki disketlerin çıkışı. Yükleme sürelerini saatlerden dakikalara düşüren disketlerin taşınması ve kopyalanması çok daha kolaydı. Bir bilgisayarcıya gidilir, bir klasörden oyunu ve disket sayısı seçilir, daha sonra kopyalanması beklenirdi.
Yıllar içinde veri depolama ve kopyalama teknolojileri gelişirken diğer yandan CD albümleri MP3 dosyalarına dönüştürecek kodlama algoritmaları da gelişti. DVD filmler DivX formatıyla kopyalanır oldu. Her adım beraberinde yeni güvenlik önlemlerini gerektirdi, zira dijital verilerin kopyalanması için sürekli yeni yöntemler ve önlemleri aşacak yaklaşımlar geliştiriliyordu. Bu süreç içinde önemli bir diğer problem ise virüsler oldu. Bu dönemde disketler ve hatta CD’lerin içinde yeni kurbanlar arayan virüsleri engellemek için antivirüs programlar bilgisayarların vazgeçilmez bileşenleri haline dönüşüyordu.
Aradan geçen yıllar boyunca dijital teknolojiler ve internetin gelişimi ile veri artık serbest şekilde dolaşır hale geldi. Bulut servisleri ve akış platformları sayesinde; müzik, film ve dijital oyun endüstrisi yeni iş modelleri geliştirdi. Yazılımlar paket olarak satın alınan çözümler olmaktan çıkıp sürekli güncellenen lisanslı abonelik modellerine geçiş yaptı. Bu süreçte hiç beklenmeyen bir gelişme ise merkeziyetsiz veri kayıt çözümü olan Blockchain (Blokzinciri) teknolojisinin doğması oldu.
Merkeziyetsiz güven
Eğer iki taraf arasında bir anlaşma yapılacaksa, bu anlaşmanın şartlarını kayıt altına alacak, doğrulayacak ve şartlara uyulmaması durumunda hakemlik yapacak merkezi yapılar medeniyetlerin gelişiminde önemli bir rol sahibi olmuştur. Modern toplumlarda merkezi yapılar finans, hukuk, adalet, siyasi sistem gibi yapıların temelinde yer alır. Bu yapılar, çok sayıdaki insanın ve bu insanlar tarafından tesis edilen tüzel kimliklerin arasında güveni sağlar. Elbette, tarih bu güven mesuliyetini istismar eden örnekler ile doludur.
2008 yılında ortaya çıkan Bitcoin makalesi, matematiğin ve teknolojinin gücünü kullanarak merkezi bir yapı olmadan güvenli ve istismar edilemez bir veri kayıt sisteminin doğmasını mümkün kılmıştır. Genel isimlendirmesi ile “Blockchain” Türkçe karşılığı ile “Blokzinciri” teknolojisi dijital verilerin sahipliğini, merkezi bir unsur olmaksızın kayıt altına almayı ve manipüle edilmesini engeller. Kullanılan kriptolojik yöntemler, insan hatası aradan çıkartıldığında, verilerin ele geçirilmesini pratik olarak imkânsız hale getirir.
Bitcoin geleneksel finans sisteminde para üretilmesi ve el değiştirmesini ikame edecek bir model olarak tasarlanmış olsa da kullandığı yaklaşım yüzlerce hatta binlerce farklı blokzinciri platformu ve uygulaması ile çok daha farklı alana taşınmıştır.
Bugün blokzinciri teknolojisi ile güven, bir teknolojik protokole dönüşürken bu amaca hizmet eden merkezi yapıların ya varlığını ortadan kaldırmayı mümkün kılan, ya da iş modellerini değiştirmesini gerekli hale getiren bir kavram halini aldı.
Dijital varlıklardan dijitalleşen varlıklara
Oyunlar, uygulamalar, müzik parçaları, filmler… Bunlar uzun süredir dijital varlıklara dönüşen bilindik örnekler. Diğer yandan artık ticari ve fiziksel varlıkların da gerçek anlamda dijitalleşmesinden bahsedebilir hale geldik. Blokzinciri teknolojisinin merkeziyetsiz güven protokolü sayesinde bir firmanın hisselerini veya arsanın tapusunu ya da sanat eserinin sahipliğini, kısacası her türlü fiziksel ve değer üstüne kurulu kavramı dijitalleştirip bunun sahipliğini saklamak ve paylaştırmak mümkün hale geldi.
Airbnb ile hiç tanımadığımız bir insanın evini otel gibi kullanabiliyoruz, blokzinciri ile asla gitmeyeceğimiz uzak bir ülkedeki mülkte hisse sahibi olabilir, hiç tanımadığımız bir başkasının arabasını belli bir süre için kiralayabiliriz. Hatta daha ötesinde araçların tekil bir sahibi değil belki binlerce araçtan müteşekkil bir filonun kolektif binlerce sahibinden birisi olabiliriz. Yılda bir kez kullanacağımız bir matkabı satın almak yerine sadece ihtiyaç duyduğumuz süre boyunca kullanacağımız geçici bir sahiplenme modeliyle çalışan iş modelleri geliştirebiliriz.
Yaşamın tüm elzem ve keyfi bileşenlerini bu şekilde dijitalleştirdiğimiz takdirde şu anda finansal varlıklarımız ve dijital bilgilerimiz peşindeki siber korsanlar için hedef çok daha büyük bir hal alacak.
Siber güvenliğin geleceği
Matematik ve teknoloji ile teknik olarak kırılması makul bir zaman diliminde imkânsız şifreleme ve koruma yöntemleri geliştirilmiş olabilir. Ancak insan faktöründen kaynaklı zafiyetleri kısa bir gelecekte ortadan bütünüyle kaldırmak mümkün olmayacak. En güçlü şifrelemeye sahip blokzinciri uygulamasında bile eğer kullanıcı gizli anahtarlarını ifşa ederse veya koruyamazsa şifrelemenin bir önemi kalmıyor.
Sadece varlıkların değil, neredeyse hayatın akışına dair tüm bileşenlerin dijitalleştiği böylesine bir dönemde insan faktöründeki zafiyetleri nasıl ortadan kaldırabiliriz? Eğitim ve bilgilendirme en önemli iki bileşen.
Diğer yandan insan faktöründen kaynaklanan güvenlik tehlikelerini, yine insanın kendi eşsiz nitelikleri ile önleyecek çözümler üstünde yoğun bir çalışma var. Biyometrik güvenlik önlemleri, yakın bir gelecekte eşsiz DNA kayıtlarıyla eşleştirilen şifreleme ve anahtarlama yöntemleri ile farklı bir boyuta taşınacak gibi görünüyor.
Gelecek 10 sene içinde aracınızın anahtarını veya tapunuzun dijital kaydını ele geçirmek bir anlam ifade etmeyebilir zira bunların aktifleşmesi ve işlenebilmesi veya değer ifade etmesi için sizin eşsiz DNA yapınız ile eşleştirilmesi gerekebilir.
Bu sürecin nasıl işleyeceğine dair tahminlerimiz şimdilik kehanetvari olacaktır. Öte yandan bu ihtiyacın giderek artacağı da bir gerçek. Bu gerçek tehlikeler kadar fırsatlar için de kapılar aralıyor.
Bizlere düşen bunların bugünden farkında olmak, bilinç geliştirmek, mümkünse girişim ve iş fikirlerine dönüştürerek ticari başarılara tevdi etmek olmalı.